ZİLYETLİK DAVALARINDA SÜRELER-ZİLYETLİKTE SÜRELER

ZİLYETLİK DAVALARINDA SÜRELER-ZİLYETLİKTE SÜRELER

ZİLYETLİK DAVALARINDA SÜRELER-ZİLYETLİKTE SÜRELER


zilyetlik davalarında süreler zilyetlikte sürelerZİLYETLİK DAVALARINDA SÜRELER-ZİLYETLİKTE SÜRELER

ZİLYETLİĞİN DAVALARINDA SÜRELER

Dava hakkının düşmesi

MK m. 984 : Gasp ve saldırıdan dolayı dava hakkı , zilyedin fiili ve failini öğrenmesinden başlayarak iki ay ve her halde fiilin üzerinden bir yıl geçmekle düşer. Bu sürelerin hak düşürücü süre olduğunu dava hakkının düşmesi olan kenar başlığından ve madde metninin son kelimesi olan düşer ifadesinden anlıyoruz. Bu süreler maddi hukuk anlamındaki hakkı düşürmez. Bu süreler sadece zilyetlik davaları açma hakkını düşürür. Bu iki ay ve bir yıl geçerse sadece zilyedin bu davaları açma hakkı düşer yoksa maddi hukuktan doğan haklara dayanarak dava açma hakları saklıdır. Örneğin eleman malikse mülkiyete dayanarak dava açabilir veya başka bir hak sahibiyse o hakka dayanarak dava açabilir.

Süreler hak düşürücü süre olduğu için ;

Bu sürelerin kesilmesi ve durması söz konusu olmaz. Çünkü zamanaşımı değil. Zamanaşımı olsaydı kesilme ve durma olabilirdi.

Hak düşürücü süre olduğu için hakim re'sen sürenin geçiğ geçmediğini dikkate alacaktır. O zaman hak düşürücü süre hukuki niteliği itibariyle itirazdır. Bu nedenle sürenin sürenin geçtiğini dosyayı incelerken görürse hakim davayı re'sen reddeder.

Eski medeni kanunda bu süreler zamanaşımı süresi olarak düzenlenmişti fakat eleştiriyordu. Çünkü bu zilyetlik davaları acele davalardır. hemen açılması gereken davalar. Zamanaşımı kabul etmek olmaz. Zamanaşımında süre baze kesiliyor bazen duruyor. Zilyetlik davaları ile amaçlanan toplumsal düzenin , sosyal düzenin huzurunu korumaktır. Toplumsal düzen konusunda uzunca kalmasının bir takım sakıncaları mevcuttur. Toplumsal düzen olayın üzerinden 1 yıl geçmesiyle bozulmuş oluyor. Onun için kanun zamanaşımı olarak bu durumu düzenleyemiyor . Kanunun böyle bir durumu zaman aşımı olarak düzenlemesi yanlış dendiği için yeni medeni kanun bu durumu düzeltmiştir.

İki aylık süre fiili ve faili öğrendiğiniz günden itibaren başlar ama her halükarda ise gasp veya saldırıdan itibaren 1 yıl geçmesiyle dava açma hakkı düşer.

Tazminat davalarında iki ay veya 1 yıllık süre uygulanır mı diye sorulduğunda ise iki ay ve bir yıllık süre uygulanmıyor. Tazminat davasında ise 1 ve 10 yıllık BK.m. 60 'daki süreleri uyguluyoruz.

Zilyetlik taşınır ve taşınmazlar açılabiliyordu. Bu davalar sulh hukuk mahkemesinde açılır. 6100 sayılı HMK'ya göre zilyetliğin korunmasına ilişkin davalar sulh hukuk mahkemesinde açılan davayla basit yargılama usülüne göre görülür.

Zilyetlik davaları sonucu verilen karar sadece zilyetliğe ilişkin bir karardır.

Ayrıca zilyetlik davasını kaybetseniz bile bu davayı yeniden açma hakkınız saklıdır. O zaman zilyetlik davaları sonucunda verilen hüküm maddi hukuk anlamında kesin hüküm teşkil etmezin bilinmesi gerekir.

kaynak.ERCİYES ÜNİVERSİTESİ DERS NOTLARI

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN