Spor hukuku, gelişmiş ülkelerde hukukun ayrı bir dalı olarak kabul edilmektedir. Spor hukuku oldukça dinamik bir yapıya sahiptir. Sürekli olarak yeni düzenlemelere ihtiyaç duymaktadır.
Gerek sporun yaşamımızdaki yeri gerek spor hukukunun dinamik bir yapıya sahip olmasından ötürü spor hukuku yaşamımızda oldukça önem arz etmektedir.
Spor Avukatı Olarak Spor Hukuku Alanında Sunduğumuz Hizmetler
- Spor kulüplerinin şirketleşmesine ilişkin sürecin yönetilmesinde danışmanlık hizmeti vermek.
- Spor kulüpleri arasındaki sözleşmelerin hazırlanması.
- Sporcuların kulüplerden doğan hak ve alacaklarının tahsili için dava açılması ve hukuki sürecin takibi.
- Sporculara verilen hak mahrumiyeti cezaların iptali için gerekli hukuki sürecin yönetilmesi.
- Kulüplere spor hukuku alanında hukuki danışmanlık hizmeti verilmesi.
- Profesyonel sporcular, kulüpler ve federasyonlar arasındaki ilişkilerin sağlıklı şekilde yürütülmesi.
- Profesyonel sporcu ve oyuncu sözleşmelerinin hazırlanması.
- Sponsorluk sözleşmelerinin hazırlanması.
- Turnuva organizasyon sözleşmelerinin hazırlanması.
- Menajerlik sözleşmelerinin hazırlanması.
- Sporcuların lisans alma ve transfer süreçlerinde hukuki destek verilmesi.
- Sporda haksız fiil sorumluluğu hakkında hukuki danışmanlık hizmeti verilmesi.
- Sporda hak mahremiyetleri konusunda danışmanlık verilmesi.
- Ana sözleşmelerin hazırlanması uzman avukatlığımız çerçevesinde destek verilmesi
Spor Hukuku Nedir ?
Dar anlamda spor hukuku;
- Sporcuların haklarını ve yükümlülüklerini düzenleyen kuralları,
- Spor kuruluşlarının yapısını, faaliyetlerini ve aralarındaki ilişkilerini,
- Antrenörler başta olmak üzere sportif yaşamı yönetenlerin eylemlerini, yükümlülüklerini ve sorumluluklarını,
- Spor gerçek ve tüzel kişilerinin davranışlarını,
- Sporda fair play’i,
- Sporda yargı organlarının hukuki varlığını ve bunlarınihtilafları usul ve esastan çözümleme kurallarını içerir.
Geniş anlamda spor hukuku;
- Bireyin spor yapma ve sportif faaliyetlere özgürce katılma hakkını,
- Sportif faaliyet ve ilişkilerinin sosyal güvenlik ve iş hukuku boyutunu,
- Profesyonel Spor aktörlerinin hak ve ilişki düzenlemesini,
- Sporda şiddet, doping, ceza ve disiplin hukuku kapsamına giren eylemler gibi olumsuz davranışların önlenmesini,
- Sporda adalet ve barışın sağlanmasına yönelik her türlü önlem ve kurumu,
- Uluslararası Spor yarışmalarının yapılabilmesi için gerekli kişi, kurum, kuruluş ve devletler düzeyinde kuralları ve bunlar arasındaki ilişkileri içerir.
Spor hukukunun amacı nedir?
Spor hukuku mevzuatının temel amacı her oyuncu açısından eşit kuralların sağlanması böylelikle de adil bir yapının oluşmasıdır.
Spor hukuku, bu kurallara uyulmaması halinde uygulanacak yaptırımları düzenler.
Spor hukuku sadece sporcular arasında çıkan uyuşmazlıklar ile ilgilenmez. Kulüpler ve federasyonlar arasında çıkabilecek uyuşmazlıklar ile de spor hukuku ilgilenir.
Spor hukuku ülkemizde henüz yeni yeni bir bilim dalı olarak dikkate alınır hale gelmeye başlamıştır.Gizem Uzun Hukuk Bürosu, spor hukuku alanında düzenlenen toplantılara katılmış olup, sertifika almıştır.
Gizem Uzun Hukuk Bürosu, spor hukukunu tıpkı gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ayrı bir bilim dalı olarak kabul etmektedir.
Ülkemizde de spor hukukuna verilen önem gün geçtikçe artmış ve Spor Hukuku Enstitüsü Derneği kurulmuştur. Hal böyle olunca spor hukuku, uluslararası alanda önem arz etmektedir.
Spor, günümüzde fiziksel ve sosyal yaşama katkıda bulunan bir aktivite olmasının yanı sıra, son yıllarda popülerlik kazanması ile birlikte ekonomik olarak büyüyerek, yeni bir ticari alan olarak varlık gösteriyor. Sportif faaliyetlerin ulaştığı ekonomik güç ve etkileşim, içinde bulunduğu sektörler ile birlikte spora özgü özel ve istisnai nitelikteki kuralların varlığı, bu faaliyete ilişkin hukukun ayrı bir disiplin olarak var olma zorunluluğunu meydana getirdi. Bağımsız bir hukuk disiplini olarak spor hukukunu oluşturan bu kural ve kavramların en belirgin özelliği ise küresel olmaları.
Bu kapsamda müvekkillerimize, uyuşmazlıklarının çözümünde ve spor hukukuna ilişkin danışmanlık hizmetleri sunuyoruz.
Spor hukuku alanında müvekkillerimizi nerede temsil ederiz?
Müvekkillerimizi merkezi Lozan’da bulunan Spor Tahkim Mahkemesi (CAS) nezdindeki davalarda taraf avukatı olarak temsil etmekteyiz.
Spor hukuku alanında avukatlık ücreti nasıldır?
Spor avukatı ücretleri her yıl değişmektedir. Ayrıca davanın içeriği ve harcanan emek de dahil olduğunda bu fiyatlar birbirinden farklılık gösterecektir. Bu yüzden kesin bir fiyat aralığı belirtmek doğru olmayacaktır. Eğer siz de bu konularda sıkıntı yaşıyor ve danışmanlık hizmeti için yardım almak istiyorsanız avukat ile iletişime geçebilirsiniz. Avukat davanızda yol göstermek ve güncel ücretler açısından sizlere yardımcı olacaktır.
Neden bir spor avukatına ihtiyaç duyulur?
Yukarıda bahsedilen maddelerden her biri spor hukukunu kapsayan ve devamlı gelişme gösteren hususlardandır. Bu yüzden bu konuların incelikleri ve detaylarının bilinmesi ancak bu konuda eğitim almış kişilerin sahip olabileceği bir yetidir. Sporcuların tüm bu maddelere ilişkin her detayı kanuni açıdan bilmesi imkansızdır. Bu yüzden sporcunun hakları ihlal edildiğinde, yargı tarafından kişinin çıkarlarının korunabilmesi yanı bu kişinin lehine kararların verilebilmesi için iyi bir ceza avukatının işe dahil olması gerekmektedir. Aksi takdirde, bu kadar detay gerektiren konular içerisinden hakları ihlal edilen sporcunun aleyhinde kararlar çıkabilir.
Sporcuların ve spor kuruluşlarının haklarının kesin bir şekilde ve kanunların gerektirdiği gibi savunulabilmesi adına mutlaka bu alanda deneyimli ve tecrübeli bir avukattan yardım alınması gerekmektedir.
Spor hukukunun en önemli kaynağı nedir?
Hukukta kaynak denilince, bir hukuki alanı düzenleyen hukuk kurallarının neler olduğu, bu hukuk kurallarının ve yorumlarının hangi bilimsel eserlerden bulunabileceği ve öğrenilebileceği ve bu hukuk kurallarının nasıl meydana gelmiş (doğmuş) olduğu sorularına verilebilecek yanıtlar anlaşılır.
Başka bir ifadeyle, hukuk kaynakları denilince, hukuk kurallarının oluşturan ve geliştiren yol ve yöntemler anlaşılır.Bir toplumda hukuk kuralları değişik şekillerde ortaya çıkar. Bazı kurallar toplum içerisinde kendiliğinden oluşur; bunlara ‘’örf ve adet (gelenek) hukuku’’ denir. Bazıları, yetkili kamu kuruluşları tarafından belirli usullere uygun olarak yürürlüğe konulur; bunlara ‘’yazılı hukuk’’ denir. Bazı hukuk kuralları ise, hakimlerin verdikleri kararların ürünüdür; bunlara da ‘’içtihat hukuku’’ denir.
Uyulması zorunlu (bağlayıcı) olarak yazılı hukuk kuralları; anayasa, kanun, tüzük, yönetmelik şeklinde bir hiyerarşik sıralama içinde türlere ayrılmakta ve sonraki sırada bulunan hukuk kuralının, önde bulunan hukuk kuralına aykırı olmaması gerekmesi sebebiyle, bu kuralların ahenk içinde olması sağlanmaya çalışmaktadır. Uyulması zorunlu olan ve fakat yazılı olmayan hukuk kuralları ise, gelenek hukuku ve hukukun genel ilkeleridir.
Spor Hukukunda, içtihat hukuku ve gelenek hukuku şeklideki kaynaklara da rastlanılmakla birlikte, asıl önemli olan yazılı hukuk kurallarıdır. Spor hukukuyla ilgili bir konuda , o konuyu çözüme bağlayacak yargı makamının verdiği karar, daha sonraki uyuşmazlıklara da ışık tutacak nitelikteyse, içtihat hukukundan bahsedilir. Ancak içtihat hukuku, Anglo-Sakson Hukuk sisteminin aksine, Kara Avrupası hukuk sistemini benimseyen ülkemizde bağlayıcı değildir. Bu bakımdan, örneğin futbol ile ilgili bir uyuşmazlıkta karar ve Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu, benzer bir olayda, önceki karara bağlı olmaksızın, farklı bir şekilde karar verebilir. Aynı şekilde, sporda bazı kurarlar kendiliğinden oluşmuşsa, gelenek hukukundan söz edilir. Örneğin, Fair-Play olarak ifade edilen spor ahlak kuralları, kendiliğinden oluşmuş hukuk kurallarıdır. Ancak, bu kurallar hukuki düzeni bir yaptırım bağlamadığı (örneğin Türkiye Futbol Federasyonu tarafından hazırlanan Futbol Disiplin Talimatı gibi yazılı uyulması durumunda yaptırımları olan bir düzenleme bulunmadığı) sürece, gelenek hukuku, uyulması zorunlu hukuk kuralları niteliği taşımaz.
Spor hukukunda en önemli kaynak, yazılı hukuk kurallarıdır. Ancak diğer hukuk alanlarında, örneğin Ticaret Hukuku’nda Ticaret Kanunu veya Ceza Hukuku’nda Ceza Kanunu olduğu halde, spor hukukunu düzenleyen ‘’Spor Kanunu’’ adı altında bir ana kodifikasyon (ana kanun) bulunmaktadır. Başka bir ifadeyle, Spor Hukuku bir çok disipliniyle ilişki içinde olduğundan, Medeni Hukuk veya Ticaret Hukuku gibi tek bir ana kanunda düzenlenmemiştir. Sporla ilgili kurallar, çeşitli kanun, tüzük ve yönetmeliklerde dağınık bir biçimde yer almaktadır. Bu, sadece ülkemizde değil, hemen hemen bütün ülkelerde bu şekildedir; bir çok spor türünün bulunması, her spor türünün özelliklerinin ve gereksinimlerinin farklı olması, tüm spor alanlarını kapsayacak ana bir kanun hazırlanmasını güçleştirmektedir. Böyle bir kanun hazırlansa bile, örneğin Türkiye’de tüm sportif faaliyetlerde uygulanma kabiliyetine sahip ‘’Spor Anayasası’’ niteliğinde bir kanun yapılsa bile, bazı genel ilkeleri belirtmekten öteye geçemeyeceğinden, her spor dalı kendi federasyonları ve bu federasyonların bağlı oldukları uluslar arası kuruluşlar (örneğin futbolda UEFA ve FIFA) tarafından hazırlanan kurarlar yardımıyla düzenlenebilecektir; bununla birlikte, böyle bir kanun çıkarılmasının yerinde olacağı, en azından bütün spor dallarına uygulanabilecek genel ilkeleri göstermesi ve Türkiye’deki bazı spor dalları arasındaki farklı uygulamalara son verebilecek olması bakımında isabetli olacağı görüşündeyiz. Yukarıda belirttiği gibi , her hukuk alanında (Anayasa Hukuku, Ticaret Hukuku, İdare Hukuku, Medeni Hukuk gibi) sporculara ve spor örgütlerine ilişkin doğrudan yada dolayısıyla ilgili hükümler bulunmakta; bunun dışında her spor örgütünün (spor kurumlarının ve federasyonlar ile konfederasyonların) ilgili spor dalı hakkında koyduğu yönetmelik, talimat gibi düzenlemeler de, spor hukuku kaynaklarını oluşturmaktadır.
Uygulamada spor hukuku alanında sıkça verilen hukuki destekler nelerdir?
- Sporcuların, teknik direktörlerin kulüplerden olan hak ve alacaklarının tahsil edilebilmesi için yapılacak her türlü hukuki iş ve işlemler,
- Spor oyun kurallarına aykırı hareketten dolayı verilmiş ya da aykırı davranılmamış olmasına rağmen hukuka aykırı bir şekilde verilen cezaların iptali ya da uygun cezanın verilmesi için yürütülen hukuki sürecin takip edilmesi,
- Hukuka aykırı olarak verilen cezaların neden olduğu zararın tazmin edilebilmesi için yürütülen hukuki süreç,
- Profesyonel sporcuların kulübe kazandırılması sürecinde sözleşmenin taraf haklarının korunması nedeniyle sözleşmenin hazırlanması,
- PFDK ve AFDK’ya sevk edilen sporcu ile teknik adamların haklarının korunması için hukuki sürecin takibi,
- Spor kulüpleri ile sponsorlar arasında yapılan sözleşmelerin hazırlanması,
- Spor kulüpleri ile sponsorlar arasında çıkacak ihtilafların çözülmesi için hukuki sürecin takip edilmesi,
- Spor kulübünün şirketleşme çalışmalarında gerekli hukuki desteğin ve takibin yapılması,
- Sporcu ve spor kulüplerinin vergi cezalarına ilişkin ortaya çıkabilecek hukuki ihtilafların taraf lehine çözülmesi için sürecin takibi,
- Sporcu ve kulüplerin medya karşısında kişisel ve kolektif haklarının korunması için gerekli sürecin takibi,
- Yabancı ülkelerden gelen sporcuların ülkeye ve ülkenin hukukuna hızlı bir şekilde adapte olması için gerekli eğitimlerin verilmesi,
- Spor kulüpleri ile yayıncı kuruluş arasında yapılacak sözleşmenin hazırlanması,
- Spor kulüpleri ile yayıncı kuruluş arasındaki çıkan ihtilafların çözümü için gerekli hukuki desteğin sunulması,
- Yabancı ülkelerden gelen ya da gelecek olan oyuncuların yerleşim izni ile vatandaşlık işlerinin takibi,
- Transferler sonrasında sporcuların lisans çıkarma süreçlerinin takibi,
- Uluslararası organizasyonların hazırlık sürecinden organizasyonun sonuna kadar hukuki desteğin sağlanması,
- Doping kullandığı iddia edilen sporcu haklarının hem uluslararası platformlarda hem de ulusal platforma korunması için gerekli tedbirlerin alınması.
Sporcuların çalışma, ikamet ve vatandaşlık başvuruları
Türkiye’de sportif faaliyetlerde bulunacak olan yabancıların 6735 sayılı Uluslararası İş Gücü Kanununa tabi olarak çalışma izni bulunmalıdır. Söz konusu kanunun “Çalışma izninin istisnai olarak verilebileceği yabancılar” başlıklı 16.maddesinde düzenlenen yabancılar sınırlı olarak sayılmış olup bunlardan bir tanesi de Alanında uluslararası başarısı olan ve Türkiye’ye sportif, sanatsal, bilimsel veya kültürel olarak gelecek olan yabancılardır. Çalışma izni, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından düzenlenen ve hak sahibine Türkiye’de yasal olarak çalışma ve ikamet hakkı veren bir belgedir.
Yeni transfer olup Türkiye’ye gelmemiş yabancı sporcu için çalışma izni başvuruları Türkiye Cumhuriyeti’nin o ülkedeki konsolosluğuna yapılır. Konsolosluk başvuruyu ilgili bakanlığa tebliğ eder. Bakanlık en fazla 30 gün içerisinde başvuru hakkında olumlu veyahut olumsuz bir cevap verir. Türkiye’de bir spor kulübünde faaliyet gösteren yabancı sporcular ise Göç İdaresinden verilmiş olan en az 6 ay süreli ikamet izinleri bulunması koşuluyla yurt içinden, doğrudan ilgili bakanlığa başvurarak çalışma izni talep edebilirler.
Türkiye’de sportif faaliyette bulunan veya transfer olup henüz Türkiye’de sportif faaliyette bulunmayan fakat bulunmak isteyen yabancı sporcuların oturma/ikamet izni alması gerekmektedir. Başvuru Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’ne yapılmaktadır. Sporcuların ikamet izni futbolcular için Türkiye Futbol Federasyonu’nun, diğer sporcular için Spor ve Gençlik Genel Müdürlüğünün ibraz etmiş olduğu uygun görüşün varlığı şartıyla Göç İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından verilir.
Yabancı sporcuların ikamet izni başvurunda bulunması gereken belgeler nelerdir?
- Talebi İçeren Dilekçe
- İkamet Beyanname Formu
- 4 adet fotoğraf
- Pasaport aslı veya eşdeğer belge
- İlgili spor federasyonundan alınmış çalışma yazısı
- İlgili kulüple yapılmış olan sözleşmenin aslı ve fotokopisi
Spor sözleşmelerinin hazırlanması ne dikkate alınır?
Her sözleşmede olduğu gibi bu sözleşmede de menfaat dengesinin gözetilmesi gerekmektedir. Sporcunun kulüp karşısındaki zayıf konumunun dikkate alınması gerekmektedir.
Sporcu ile spor kulübü arasındaki ilişkinin temeli sözleşmedir. Tarafların hak ve yükümlülükleri bu sözleşmeye göre belirlenir. Bu yüzden sözleşme oldukça önem arz eder.
Taraflar arasında ortaya çıkan uyuşmazlıklar bu sözleşme doğrultusunda çözüme kavuşturulacaktır.
Sporcu sözleşmelerini her iki tarafın da feshetme hakkı vardır. Bu feshin, nedenleri, sonuçları, genel hükümler karşısındaki konumu özellik arz etmektedir.
Sporcu kimdir?
Sporcular, amatör ve profesyonel olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Sağlıklı yaşam veya hobi saikiyle spor yapan kişiler amatör, meslekî faaliyet olarak başka bir deyişle para kazanmak için sporu seçen kişiler ise profesyonel sporcu olarak ifade edilir.
Spor sözleşmeleri özellikle geçimini spordan sağlayan yani sporu profesyonel olarak yapan kişiler için oldukça önem arz etmektedir.
Sporcu sözleşmesinde belirlenmesi gereken esas unsunlar nelerdir?
Mutlaka belirlenmesi gereken iki unsur bulunmaktadır. Bunlar;
- Ücret
- Sözleşmenin süresi
Sporcu sözleşmesinin hukuki niteliği nedir?
Eser sözleşmesi hükümlerine tabi olamaz. Çünkü yapılması beklenen bir eser yoktur.
Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tabi olamaz. Çünkü taraflardan biri tacir değildir.
İş kanunu da sporcu sözleşmesini açıkça kapsam dışı bırakmıştır.
Vekalet sözleşmesi de olamaz. Çünkü sporcu sözleşmesi belli bir süre ile sınırlıdır. Ayrıca sporcu her zaman vekil edenin menfaatine uygun davranmak zorunda değildir. Bir sporcu bugün Beşiktaşta görevli iken bir yıl sonra Galatasaray kulübüne geçebilir.
Bu yüzden sporcu sözleşmesi HİZMET SÖZLEŞMESİ niteliğindedir. Sporcu, bir ücret karşılığında çalışır. İşveren sporcuya ücretini öder ve karşılığında sporcu edimini ifa eder.
Sporcunun başarısızlığı kulübe sözleşmeyi feshetme yetkisi verir mi?
Sporcu edim sonucundan değil edim fiilinden sorumludur.
Sporcunun temel borcu başarılı olmak değildir. Bu yüzden sporcunun başarısızlığı sözleşmeyi feshetmek için kulübe YETKİ VERMEZ.
Ancak bu demek değildir ki sporcunun yaptığı işi ciddiye almaması da fesih nedeni olmasın.
Sporcu işini ihmal ediyorsa, işini yeterince ciddiye almıyorsa, vücuduna özen göstermiyorsa, çalışma saatlerine uymuyorsa bunlar haklı fesih nedeni sayılır.
Aksi takdirde sporcu sözleşmede başarıyı vaat etmiyor. Medyadan gelen ve seyircilerden gelen bir baskı olsa dahi sırf başarılı olamadı diye sözleşme feshedilemez. Sporcunun üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirip getirmediği değerlendirilir.