Stajyer Avukatın, Yanında Staj Yaptığı Avukatı Tarafından Sigortasının Yatırılması
Özet: Stajyer avukatın, avukat yanındaki stajının tamamını kapsayan dönemde yanında çalıştığı avukat tarafından sigortasının yatırılması, stajını geçersiz sayacak bir unsur değildir.
(1136 S. K. m. 5, 11, 12) (Avukatlık Staj Yönetmeliği m. 13) (8.DD. 07.05.2010 T. 2009/10443 E. 2010/2327 K.)
İstemin Özeti: Ankara 15. İdare Mahkemesinin 25.02.2011 günlü, E:2011/412, K:2011/319 sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması, davacı tarafından istenilmektedir.
Savunmaların Özeti: İdare Mahkemesince verilen ısrar kararının usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi: Mustafa Karabulut
Düşüncesi: Temyiz isteminin reddi ile ısrar kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından davacının yürütmenin durdurulması istemi görüşülmeyerek dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Dava; Hüseyin Aşık’ın Karaman Barosu Levhasına yazılması talebinin reddine ilişkin Karaman Barosu Yönetim Kurulu kararının kaldırılmasına ilişkin Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu’nun 20/12/2008 günlü, 880 sayılı kararı ile bu kararın onaylanmasına ilişkin Adalet Bakanlığı’nın 09/02/2009 günlü, 3184 sayılı kararının iptali istemiyle açılmıştır.
Ankara 15. İdare Mahkemesince; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun Avukatlığa Kabulde Engeller başlıklı 5. maddesinin (d) bendinde Avukatlık mesleği ile birleşemiyen bir işle uğraşmanın avukatlık mesleğine kabulde engel olacağının düzenlendiği, Avukatlıkla Birleşemiyen İşler başlıklı 11. maddesinde, aylık, ücret, gündelik veya kesenek gibi ödemeler karşılığında görülen hiç bir hizmet ve görevin, sigorta prodüktörlüğü, facirlik ve esnaflık veya mesleğin onuru ile bağdaşması mümkün olmayan her türlü işin avukatlıkla birleşemeyeceği, Avukatlıkla Birleşebilen İşler başlıklı 12 maddesinin (c) bendinde, özel hukuk tüzel kişilerinin hukuk müşavirliği ve sürekli avukatlığı ile bir avukat yazıhanesinde ücret karşılığında avukatlığın 11. madde hükmünün dışında olduğu, Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Staj Yönetmeliği’nin 13. maddesinde ise, stajın Baronun, Cumhuriyet Savcısının ve hakimin yapılacağı, stajyerin, staj eğitim programını aksatmadan; duruşmalarda, keşiflerde, soruşturmalarda, kararın görüşülmesinde ve yazılmasında hazır bulunacağı, kendisine verilen dosya ve kararları inceleyeceği ve rapor hazırlayacağı, stajyerlerin kendilerine verilen işlerden sorumlu olacağı, adliyede yapılan staj dönemi ipin, mahkeme ve adalet dairelerinde stajyerlere ayrılmış bir staj defteri ile devam çizelgesinin bulunacağı, staj devam çizelgesinin stajyer tarafından her gün imzalanacağı, staj eğitim çalışmaları veya Baroca düzenlenen konferans, panel, sempozyum gibi etkinlikler nedeniyle staj devam çizelgesine imza atamayan stajyerin, özrünü belgelemek koşuluyla imza yükümlülüğünden kurtulacağı, staj sonunda devam çizelgesinin Cumhuriyet Savcısı veya Hakim tarafından devam yönünden onaylanacağı, stajın kesintisiz olarak yapılacağı, adliyede yapılan staj dönemi için, bu Yönetmeliğin 12. maddesinde belirtilen sürelerin her birinin bitiminde; stajyerin varsa devam etmediği günleri, stajyere verilen görevleri ve stajyerin genel olarak ilgi ve başarı derecesi ile meslek ilke ve kurallarına yatkınlığını belirten iki nüsha raporun düzenleneceği, birinin Adalet Komisyonuna diğerinin Barosuna gönderileceği, Mahkemelerde yapılan staj sırasında staj kurulu, yoksa yönetim kurulunun stajı denetleyip gözeteceğinin belirtildiği; olayda, Hüseyin Aşık’ın 25/10/2007-31/10/2008 tarihleri arasında Karaman Barosu’na bağlı olarak avukatlık stajını yaptığı, Karaman Barosu Yönetim Kurulu’nun 13/11/2008 tarihli yazısı ile ilgilinin avukatlık stajını yaptığı dönemde stajıyla çelişecek şekilde sigortalı olarak çalıştığının anlaşıldığından bahisle talebinin reddedildiği, ilgilinin itirazının ise Türkiye Barolar Birliği tarafından kabul edildiği ve bu kararın Adalet Bakanlığınca onaylanması üzerine bakılan davanın açıldığının anlaşıldığı; bu durumda, her ne kadar davacı tarafından müdahil Hüseyin Aşık’ın avukat yanındaki stajının tamamını kapsayan dönemde Sosyal Sigortalar Kurumu bünyesinde yanında çalıştığı avukat tarafından sigortalı yapılmasının stajın amacı ile bağdaşmayacağı ileri sürülmekte ise de, adı geçenin stajı süresince, sigortalı olması nedeniyle stajını aksattığı yönünde herhangi bir iddia, bilgi veya tespitin bulunmadığı, ilgilinin avukatlık stajı sırasında yanında staj yaptığı avukat tarafından sigortalılık kaydının yaptırılmasının avukatlık stajı ile bağdaşmayan bir yönünün bulunmadığı ve stajın geçersiz sayılmasını gerektiren bir unsur olarak nitelendirilemeyeceği anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Anılan karar, Danıştay Sekizinci Dairesinin 07/05/2010 günlü, E:2009/10443, K:2010/2327 sayılı kararıyla; bir avukatın baro levhasına yazılabilmesi için, avukatlık stajını usulüne uygun şekilde tamamlaması, Avukatlık Kanunu’nda belirtilen avukatlığa kabule engel bir halinin bulunmaması ve avukatlık mesleği ile birleşemeyen bir işle uğraşmamasının gerektiği, bununla birlikte, Hüseyin Aşık’ın avukatlık stajını yaptığı dönemde sigortalı olarak çalıştığının Sosyal Güvenlik Kurumu Karaman Sosyal Güvenlik Müdürlüğü’nün yazısından anlaşıldığı, staj döneminde sigortalı olarak bir ücret karşılığında çalışmanın avukatlığa engel olması nedeniyle, ilgilinin avukatlık stajını yeniden ve kesintisiz olarak yapmasının gerektiği; bu durumda, ilgilinin Baro levhasına yazılması isteminin reddine ilişkin Karaman Barosu Yönetim Kurulu kararının kaldırılması yönündeki Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu kararında ve bu kararın onaylanmasına ilişkin Adalet Bakanlığı işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı, aksi yöndeki değerlendirmeyle davayı reddeden İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle bozulmuş ise de, Ankara 15. İdare Mahkemesi, bozma kararına uymayarak davanın reddi yolundaki ilk kararında ısrar etmiştir.
Davacı, Ankara 15. İdare Mahkemesinin 25/02/2011 günlü, E:2011/412, K:2011/319 sayılı kararını temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.
Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; Ankara 15. İdare Mahkemesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, davacının temyiz isteminin reddine, Ankara 15. İdare Mahkemesinin 25/02/2011 günlü, E:2011/412, K:2011/319 sayılı ısrar kararının ONANMASINA, yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmediğinden 30,30 TL harcın istemi halinde davacıya iadesine, kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/01/2014 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X- Temyize konu Ankara 15. İdare Mahkemesinin 25/02/2011 günlü, E:2011/412, K:2011/319 sayılı kararının; Danıştay Sekizinci Dairesinin 07/05/2010 günlü, E:2009/10443, K:2010/2327 sayılı kararındaki gerekçe doğrultusunda bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz. (¤¤)