ETKİN PİŞMANLIK NEDİR-ETKİN PİŞMANLIĞIN UYGULANMASI

ETKİN PİŞMANLIK NEDİR-ETKİN PİŞMANLIĞIN UYGULANMASI

ETKİN PİŞMANLIK NEDİR-ETKİN PİŞMANLIĞIN UYGULANMASI


ETKİN PİŞMANLIK NEDİR-ETKİN PİŞMANLIĞIN UYGULANMASI

ETKİN PİŞMANLIK

Suçun bütün unsurları ile tamamlandıktan sonra failin, bazı pişmanlık gösteren hareketleri yapması durumunda, faile ceza verilmemesi ya da daha az ceza verilmesi ETKİN PİŞMANLIK olarak tanımlanmaktadır.

Örneğin, Hırsız A, B'nin altınlarını çalmış ancak daha sonradan B'nin kızının lösemi hastası olduğunu öğrenmiş ve altınları B'ye teslim etmiştir. Burada B etkin pişmanlık göstermiştir.

Kesintisiz suçlar bakımından, netice meydana geldiği anda suç tamamlanmış sayıldığı için bu andan sonra failin eylemi sona erdirmesi, gönüllü vazgeçme değil, etkin pişmanlıktır.

Örneğin; A, B'yi rehin alarak bir odaya kapatmıştır. 1 saat sonra B'nin yalvarmasına dayanamayarak onu serbest bırakmıştır. Bu olayda, B, odaya kapatıldığı anda suç tamamlanmış olduğu için, A'nın B'yi serbest bırakması gönüllü vazgeçme değil ETKİN PİŞMANLIKTIR.

Ancak A, B'yi zorlamak suretiyle odaya kapatırken veya kaçırmak için güç kullandığı sırada yalvarmasına dayanamayarak bırakmış olsa idi bu halde gönüllü vazgeçme söz konusu olurdu. Çünkü bu durumda henüz netice meydana gelmemiş olacaktı.

Etkin pişmanlık, teşebbüs ve gönüllü vazgeçme gibi genel bir hüküm değildir. Etkin pişmanlık sadece bazı suç tipleri açısından cezayı kaldıran ya da azaltan özel ve kişisel bir nedendir.

Etkin pişmanlık halinde bazı suçlar bakımından faile hiç ceza verilmemektedir.

Organ veya dokularını satan kişi, resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce durumu merciine haber vererek suçluların yakalanmalarını kolaylaştırırsa, hakkında cezaya hükmolunmaz.

Örgüt üyesinin, örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeksizin, gönüllü olarak örgütten ayrıldığını ilgili makamlara bildirmesi durumunda hakkında cezaya hükmolunmaz.

Etkin pişmanlık halinde, bazı suçlar bakımından sadece belli oranlarda ceza indirimi öngörülmektedir. Örneğin; TCK m.110'a göre; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işleyen kişi, bu suç nedeniyle soruşturmaya başlamadan önce mağdurun şahsına zararı dokunmaksızın, onu kendiliğinden güvenli bir yerde serbest bırakacak olursa cezanın üçte ikisine kadar indirilir.

Etkin pişmanlık, kişinin işlediği suçtan dolayı özgür iradesiyle sonradan pişman olması, suç teşkil eden eylemin meydana getirdiği olumsuzlukları gidermesi ve ceza adaletine olumlu hareketleriyle katkı sunması halinde atıfet hükümlerinin uygulanmasını sağlayan bir ceza hukuku kurumudur. Halk arasında etkin pişmanlık yasası olarak ifade edilir. Diğer bir ifadeyle etkin pişmanlık; bir insanın işlemiş olduğu suçtan bir süre sonra kendi hür iradesi ile pişman olmasıdır. Suçlu kişi; suç olarak tanımlanan söz konusu fiilin ortaya çıkardığı olumsuzlukları giderdiği veya yargılanma sürecine katkıda bulunduğu takdirde pişmanlığını ortaya koyar. Türk Ceza Kanunun 168. maddesine göre etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanacağı suçlar şunlardır:

Hırsızlık (141-147. maddeleri)

Yağma (148-150. maddeleri)

Mala zarar verme (151-152. maddeleri)

Güveni kötüye kullanma (155. madde)

Dolandırıcılık (157-159. madde)

Hileli iflas (161. madde)

Taksirli iflas (162. madde)

Karşılıksız yararlanma (163. madde)

12.2006, 5560 sayılı Kanun’un 11. maddesiyle 245. maddeye eklenen 5. fıkra uyarınca 1. fıkrada belirtilen başkasına ait banka veya kredi kartını ele geçirme, elinde bulundurma, kullanma veya kullandırtma fiilleri,

Hakkında etkin pişmanlık hükümleri uygulanacaktır. Türk Ceza Kanunu’nun 168. maddesinde etkin pişmanlık ile ilgili düzenlemelere yer vermiştir. Bir başka deyişle, cezanın tamamen ortadan kaldırılması veya söz konusu cezada indirim yapılmasını öngören düzenlemeler TCK 168. maddesinde düzenlenmiştir.

 

Etkin Pişmanlık ile İlgili Verilmiş Olan Yargıtay Kararları

 

Silahlı terör örgütüne üye olma suçunda etkin pişmanlık

 

Silahlı terör örgütüne üye olma suçunda etkin pişmanlık nedeniyle cezasızlık ve ceza indirimi ayrımı

 

Üye olunan örgüte ilişkin olarak yargılama süreci içerisinde istihbari bilgiler paylaşmak suretiyle etkin pişmanlıktan yararlanmak

 

Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2021/8399 E., 2021/10524 K.

"İçtihat Metni"

 

 

İNCELENEN KARARIN;

Mahkemesi :Ceza Dairesi

 

İlk Derece Mahkemesi : ...3. Ağır Ceza Mahkemesinin 10.02.2021 tarih ve 2021/11 - 2021/33 sayılı kararı

 

Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma, tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma veya el değiştirme

 

 

Hüküm : 

 

1-Sanık hakkında TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 62/1, 53/1-2-3, 58/9, 63/1. maddeleri uyarınca verilen mahkumiyet hükmüne syönelik istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar,

 

 

2-Sanık hakkında TCK'nın 174/1, 174/2, 62/1, 52/2,53/1-2-3, 58/9, 63/1. maddeleri uyarınca verilen mahkumiyet hükmüne yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar

 

 

Temyiz edenler : Sanık ve müdafii

 

Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;

 

 

Temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi, kararların niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;

 

 

Hükmedilen cezanın süresi itibariyle koşulları oluşmadığından sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin CMK’nın 299. maddesi gereğince REDDİNE,

 

 

Temyiz taleplerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;

 

 

1-Sanık hakkında "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma" suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;

 

 

Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 08.04.2008 tarih ve 9-1878 sayılı kararında açıklandığı üzere; etkin pişmanlık hükümlerinin amacı, bir yandan terör ve örgütlü suçlarla mücadale bakımından stratejik önemi nedeniyle en etkili bilgi edinme ve mücadele araçlarından olan örgütün kendi mensuplarını kullanmak, diğer taraftan da suç işlemeyi önlemek, mensup olduğu yasa dışı örgütün amaçladığı suçun işlenmesine engel olanları ve işlediği suçtan pişmanlık duyanları cezalandırmayarak ya da cezalarında belli oranlarda indirim yaparak yeniden topluma kazandırmaktır.

 

 

Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme, örgüte üye olma, üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme veya örgüte bilerek isteyerek yardım etme suçlarında etkin pişmanlık, şahsi cezasızlık veya cezadan indirim yapılması gereken haller olarak kabul edilmiştir.

 

 

Şahsi cezasızlık nedeni olarak; sanığın amaç suçun işlenişine iştirak etmeksizin, hakkında bir soruşturma başlamadan önce örgütten gönüllü olarak ayrıldığını ilgili makamlara bildirmesi (TCK’nın 221/2 maddesi), hakkında soruşturma başladıktan sonra, gönüllü olarak teslim olup, örgütün yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili samimi ve faydalı bilgi vermesi (TCK’nın 221/4 maddesinin ilk cümlesi), yakalandıktan sonra pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının önemli ölçüde yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermesi (TCK’nın 221/3 maddesi) hallerinde sanık hakkında cezaya hükmolunmayacaktır.

 

 

Amaç suça elverişli vahim nitelikte sayılan eylemler gerçekleştirilmeden yakalanan, örgüt kuran, yöneten, örgüte üye olan, üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen veya örgüte bilerek isteyerek yardım edenlerin örgütün yapısı ve faaliyetleri hakkında bilgi vermesi halinde ise cezadan indirim yapılacaktır (TCK’nın 221/4 maddesinin ikinci cümlesi).

 

 

Kanun vazıının, etkin pişmanlığı şahsi cezasızlık sebebi olarak kabul ettiği durumlarda, örgütten ayrılma veya güvenlik güçlerine teslim olma bakımından “gönüllülük” esasını benimsediği görülmektedir. Gönüllülük, Türk Dil Kurumu sözlüğünde; “bir iş yapmayı hiçbir yükümlülüğü yokken üstlenen” olarak tanımlanmıştır.

 

 

Örgütten ayrılma bağlamında gönüllülük, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde kalması imkanını ortadan kaldıran veya zorlaştıran bir dış etken bulunmaksızın kendi hür iradesiyle gönüllü olarak örgütten ayrılmasıdır. (Ersan Şen - H. Sefa Eryıldız, Suç Örgütü 2018 Baskı syf346)

 

 

Güvenlik güçlerine teslim olma bakımından gönüllülük kavramına gelince; Pişmanlık ve gönüllülük failin psikolojik dünyasıyla alakalı ve son derece soyut kavramlar olması nedeniyle sanığın “gerçek ve samimi” bir pişmanlık duyup duymadığı veya gönüllü olup olmadığının tespiti fevkalade zordur. Suç sonrasındaki tutum ve davranışların belli ölçüde cezadan kurtulma düşüncesine dayanması son derece insani bir durumdur(Baba, Türk Ceza Hukukunda Etkin Pişmanlık 2013 baskı syf 98). Bu nedenle aslında saptanmaya çalışılacak olan, failin salt cezadan kurtulma saikiyle değil fiilin yarattığı haksızlığı gidererek legaliteye dönme düşüncesiyle hareket edip etmediği hususudur ki bu da ancak kişinin dış dünyaya yansıyan davranışlarıyla belirlenebilir.

 

 

Yakalamanın yasal koşulları oluştuğunda hakkında usulüne uygun olarak düzenlenmiş yakalama müzekkeresine istinaden yakalanan ya da yasada öngörülen şartlar gerçekleştiği için yakalama müzekkeresi olmaksızın yakalanan faillerin etkin pişmanlıkta bulunmaları halinde, diğer şartlar da gerçekleşirse cezada indirim uygulanması gerekecektir. Bu durumda bir gönüllü teslimden bahsetme imkanı olmadığı açıktır.

 

 

Suç işleyen ya da suç şüphesi ile takip edilen/soruşturulan kişilerin belli ölçüde yakalanma korkusu taşıyacağının doğal bir durum olduğu da gözetildiğinde, kural olarak gıyabında düzenlenmiş yakalama emri bulunsa da kendiliğinden/gönüllü olarak teslim olup örgütün yapısı ve faaliyetleri hakkında bilgi vermesi halinde TCK’nın 221/4 maddesinin ikinci cümlesi gereğince cezasından indirim yapılması gerekecektir.

 

 

Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;

Karar yerinde usulüne uygun olarak toplanıp tartışılan delillere ve dosya kapsamına uygun oluş ve kabule göre;

 

https://www.gizemuzun.av.tr/ceza-mahkemesi-savunma-dilekcesi-ornegi-savunma-dilekcesi

Hakkında ailesinin kayıp müracaatı üzerine soruşturma başlatılan ve bu soruşturma kapsamında yakalama kararı verilmesinden makul sayılmayacak şekilde uzun bir süre geçtikten sonra güvenlik güçlerine kendiliğinden teslim olan sanığın, Suriye'ye giderek PYD/YPG'ye katılıp burada ideolojik ve askeri eğitim gördükten sonra Irak'ta örgütün barınmak ve korunmak amacıyla kullandığı mağaraları genişletme kazı çalışmalarına katıldığı, sonrasında örgütten ayrılmak için iki kez kaçma girişiminde bulunduğu ve ikinci kaçma girişiminde sanığa örgüt tarafından bir hafta mağaradan çıkmama ve kimseyle konuşmama cezasının verildiği, cezası bitince tekrar mağara kazı çalışmalarına ilişkin görevine döndüğü ve hava saldırısı sonucunda çalıştığı mağaranın önüne düşen bomba ile yaralandığı, tedavisi bittikten sonra kendi imkanlarıyla örgütten ayrılarak Türkiye'ye geldiği ve etkin pişmanlıktan yararlanmak amacıyla güvenlik kuvvetlerine kendiliğinden teslim olduğu, aşamalarda vermiş olduğu ifade ve savunmalarında, örgüte nasıl katıldığına, örgütün yurt dışındaki sözde eğitim akademisinin ve örgüt mensuplarının barındığı mağaranın bulunduğu konumlara, bu yerlere illegal yollarla ne şekilde çıktığına, örgüt içerisinde aldığı eğitimlere ve sözde eğitim akademisinin komutanının kod adına, örgüt içerisinde gerçekleştirdiği faaliyetlere ve kendisinin Çiyager Botan kod adını kullandığına ilişkin anlatımlarda bulunduğu, yakalandığı andan itibaren soruşturma ve kovuşturma aşaması boyunca etkin pişmanlık içeren anlatımlarında sebat eden sanığın bir kısım örgüt üyeleri hakkında kendi yargılandığı dosyada fotoğraflı teşhisinin de bulunduğu anlaşılmakla; örgütten ayrılarak kendiliğinden teslim olan ve örgütte kaldığı süre ve konumuna uygun bilgiler verdiği anlaşılan sanık hakkında belirlenen ceza üzerinden TCK'nın 221/4. fıkrasının 2. cümlesi gereğince indirim yapılması gerekirken dosya kapsamı ile de uyuşmayan yerinde olmayan gerekçe ile yazılı şekilde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi suretiyle fazla ceza tayini,

 

 

2-Sanık hakkında "Tehlikeli Maddeleri İzinsiz Olarak Bulundurma veya El Değiştirme" suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;

 

 

Sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;

A-Dosya kapsamına, oluşa ve aksi sabit olmayan savunmasına göre sanığın eyleminin TCK'nın 174/1. maddesi kapsamındaki yazılı suçu oluşturduğu gözetilmeden delillerin hatalı değerlendirilmesi sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması,

 

 

B-Kabul ve uygulamaya göre de;

 

Sanık hakkında temel ceza tayin edildikten sonra 3713 sayılı Kanunun 5/1. Maddesi uyarınca cezasında yarı oranında artırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,

 

 

Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı BOZULMASINA, sanığın üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, verilen ceza miktarı, bozma nedenleri ve tutuklulukta geçirdiği süre dikkate alındığında tahliye talebinin reddi ile tutukluluk halinin devamına, CMK'nın 283/1 ve 307/5. maddeleri uyarınca ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 28/02/2019 tarihinde yürürlüğe giren 20/02/2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın ...3. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 09.12.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 

 

 

Hırsızlık suçunda etkin pişmanlık

 

Hırsızlık suçunda sanığın hırsızlık konusu malı satmış olması halinde etkin pişmanlık uygulamasının şartları

 

Hırsızlık malını satın alan üçüncü kişinin durumu

 

Hırsızlık suçunda hırsızlık malını satın alan üçüncü kişinin iyiniyetli veya kötüniyetli olması hallerinde uygulama

 

Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2021/6555 E., 2021/20105 K.

"İçtihat Metni"

 

 

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇ : Nitelikli hırsızlık

 

 

HÜKÜM : Mahkumiyet

 

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:

 

 

1-Yabancı uyruklu sanığa ait nüfus kaydı ya da pasaportunun onaylı bir suretinin ve adli sicil kaydının İnterpol Daire Başkanlığı aracılığı ile getirtilip bu kimlik bilgileri ve adli sicil kaydına göre hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,

 

 

2-Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 21/04/2015 tarih ve 2014/10-623 Esas, 2015/117 sayılı kararında da yabancı uyruklu olup, yakalandığında üzerinde herhangi bir kimlik belgesi çıkmayan sanığın nüfus ve adli sicil kayıtları ile ilgili hiçbir araştırma yapılmadan sadece beyan edilen kimlik bilgilerine dayanılarak hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır denilmiştir.

 

 

6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun 91'nci maddesinde geçici koruma "Ülkesinden ayrılmaya zorlanmış, ayrıldığı ülkeye geri dönemeyen, acil ve geçici koruma bulmak amacıyla kitlesel olarak sınırlarımıza gelen veya sınırlarımızı geçen yabancılara geçici koruma sağlanabilir." şeklinde hüküm altına alınmış, bu kişilerin Türkiye'ye kabulü, Türkiye'de kalışı, hak ve yükümlülüklerinin Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği belirtilmiştir.

 

 

6458 sayılı Kanun'un 91'nci maddesi uyarınca çıkartılan Geçici Koruma Yönetmeliği'nin (Bakanlar Kurulu Kararının Tarihi: 13/10/2014 No: 2014/6883 Dayandığı Kanunun Tarihi: 4/4/2013 No: 6458 Yayımlandığı Resmi Gazetenin Tarihi: 22/10/2014 No: 29153) 21'nci maddesinde; bu Yönetmelik kapsamındaki yabancıların kayıtları sırasında kimliğine ilişkin belge sunamayan yabancının, aksi ispat edilinceye kadar beyanının esas alınacağı, fotoğraf, parmak izi ya da kimlik tespitine elverişli diğer biometrik verilerin esas alınıp merkezi veri tabanına kaydedileceği, mevcut biometrik verilerle eşleştirileceği, kayıt altına alınan yabancıların bilgilerinin derhal Göç İdaresi Genel Müdürlüğüne bildirileceği, yabancıların kayıt bilgilerinin doğum, ölüm, evlilik, boşanma, gönüllü geri dönüş gibi hallerde güncelleneceği, adres kayıt sistemine kaydedilecekleri düzenlemeleri getirilmiş, 22'nci maddesinde ise; kayıt işlemleri tamamlananlara, valilikler tarafından geçici koruma kimlik belgesi düzenleneceği, geçici koruma kimlik belgesi verilenlere, 25/04/2006 tarihli ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu kapsamında yabancı kimlik numarası verileceği belirtilmiştir.

 

 

6458 sayılı Kanun'un 121. maddesine dayanılarak çıkartılan Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik 17 Mart 2016 tarih ve 29656 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

 

 

Somut olayımızda ise: sanığın Irak vatandaşı olduğu ve kendi beyanına göre kimlik bilgilerinin tespit edilmiş olduğunun anlaşılması, bu aşamada Irak’a yönelik adli yardımlaşma taleplerine Dışişleri Bakanlığınca yapılacak bildirime kadar ara verilmesi karşısında, sanığın resmi kimlik bilgilerinin diplomatik yazışmalarla belirlenemeyeceği sabit ise de; soruşturma makamınca sanıkların beyanı üzerine tespit edilen kimlik bilgileri ile, sanığın kolluk tarafından tespit edilen parmak izlerinin ve fotoğraflarının Göç İdaresi Genel Müdürlüğüne gönderilerek Geçici Koruma Yönetmeliğinin 21 ve 22'nci maddeleri uyarınca sanıkların Türkiye'ye kabul edilen yabancılardan olup olmadığının ve varsa yabancı kimlik numaraları ile adres kayıt sistemindeki kayıtları tespit edilmesi, şayet kimliğinin bu şekilde belirlenmesinin mümkün olmaması halinde ise bu kez sanığın fotoğrafı karara yapıştırılmak, parmak izlerinin ise usulune uygun şekilde alınarak karara eklenmesi suretiyle hükümlülüğe karar verilmesi gerekirken, 5271 sayılı CMK’nın 209. maddesine aykırı davranılması,

 

 

Kabule göre ;

 

 

Dairemizce de benimsenen ve Y.C.G.K.'nın 26.03.2013 günlü, 2012/6-1232 esas ve 2013/106 karar sayılı içtihadında belirtildiği üzere, çalınan malın 3. kişiye satılması halinde; 5237 sayılı TCK’nın 168. maddesinin uygulanabilmesi için hırsızlık suçunun failinin, sattığı yeri veya kişiyi söyleyerek çalınan malın, hırsızlık suçunun mağduruna iadesini sağlamasının tek başına yeterli olmadığı, failin bizzat pişmanlık göstererek, satın alan iyiniyetli ise; sattığı yeri veya kişiyi söyleyerek çalınan malın hırsızlık suçunun mağduruna iadesini sağlamasının yanında aynen geri verme veya tazmin suretiyle satın alanın zararını da gidermesi, kötü niyetliyse; satın alandan elde ettiği para veya sağladığı menfaati, kazanç müsaderesine konu edilmek üzere soruşturma makamlarına teslim etmesi  gerekir.  Esasen iyiniyetli olan satın alanda bulunan ve hırsızlık suçuna konu olan eşyaya elkonulamaz. Hırsızlık suçuna konu eşyaya elkonulmasına rağmen, failin satın alandan aldığı para veya sağladığı menfaatin satın alana iade edilmemesi halinde, satın alana Devlet eliyle haksızlık yapılmış olur.

 

 

Yukarıda açıklanan nedenlerle somut olayda; satın alan hakkında TCK'nın 165. maddesinden işlem dahi yapılmadığına göre, iyiniyetli olarak kabul edilmesi gereken satın alana ödediği paranın iade edilip edilmediği araştırılıp sonucuna göre, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 168/1’nci maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiği halde eksik incelemeyle karar verilmesi,

 

 

Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 22/12/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.

 

 

 

Hırsızlık suçunda mağdurun zararının kısmi olarak giderilmesi halinde etkin pişmanlık uygulaması

 

Etkin pişmanlık uygulamasının TCK 61. maddesi hükmüne uygun olarak gerçekleştirilmemesi hali

 

Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2021/4642 E., 2021/20611 K.

"İçtihat Metni"

 

 

MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi

SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUK : ...

SUÇ : Nitelikli hırsızlık

HÜKÜM : Mahkumiyet

 

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:

 

 

Suça sürüklenen çocuğun suç tarihinde müştekinin elinde bulunan çantasını çaldıktan bir süre sonra yakalandığında görevli kolluk personeline mağdura ait çantayı attığı yeri göstermiş ve çanta içerisindeki cüzdanla ile birlikte mağdura iade edilmiş ise de cüzdanın içerisinde yer alan 80 TL tutarındaki paranın ele geçmemiş olması karşısında iadenin kısmi nitelikte olduğu gözetilerek müştekiye kısmi iade nedeniyle suça sürüklenen çocuk hakkında etkin pişmanlık hükmünün uygulanmasına rızası bulunup bulunmadığı sorulmadan suça sürüklenen çocuk hakkında 168. maddenin uygulanması hususu karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış, hüküm kurulurken TCK'nın 168/1. maddesinin TCK'nın 31/3. maddesinden önce uygulanması suretiyle TCK'nın 61. maddesindeki sıralamaya aykırı uygulama yapılması, sonuç ceza değişmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.

 

 

Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz itirazı yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, eleştiri dışında, usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA, 29.12.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

 

 

 

Dolandırıcılık suçunda mağdurun zararının kısmi olarak karşılanması halinde etkin pişmanlık uygulaması

 

Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/13587 E., 2021/14079 K.

"İçtihat Metni"

 

 

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇ : Dolandırıcılık

 

7035 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı CMK'nin 291. maddesinin 1. fıkrasının Bölge Adliye Mahkemelerinden verilen kararlara ilişkin temyiz süresini düzenlediği, daha önce Yargıtay incelemesinden geçen dosyalara ilişkin temyiz süresinin CMUK'nin 310. maddesine göre 1 hafta olduğu, ancak verilen hükümde temyiz süresi 15 gün olarak gösterilmek suretiyle sanık ... ile müdafisinin yanıltıldığı anlaşıldığından, temyiz dilekçelerinin süresinde olduğunun kabulü ile; sanıkların üzerlerine atılı dolandırıcılık suçunun 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nin 253. ve 254. maddeleri gereğince uzlaşma kapsamında olması nedeniyle, dosyanın uzlaştırma bürosuna tevdi edildiği ancak uzlaşmanın sağlanamadığı belirlenerek yapılan incelemede;

 

 

1-) Sanıkların olay tarihinde peşin para ile hayvan alacaklarını bahane ederek katılanın köyüne gittikleri, pazarlık yaparak toplam dört adet büyükbaş hayvanı 18.500 TL'ye satın aldıkları, 4500.TL'yi peşin kalanını da 20.10.2011 tarihinde sanık ...'in ödeyeceğini söyleyerek ikna ettikleri, sanıkların hayvanları satmasına rağmen katılanın kalan borcunu ödemedikleri, bu surette üzerlerine atılı suçu işledikleri iddia olunan olayda, sanıkların katılana yönelik iradesini sakatlayacak, denetim imkanını ortadan kaldıracak şekilde hileli bir davranışlarının bulunmadığı, sanıkların katılana söylediği iddia edilen sözlerin hile boyutuna ulaşmayan basit yalan niteliğinde olduğu, sanıklar ile katılan arasındaki anlaşmazlığın hukuki ihtilaf mahiyetinde olduğu anlaşılmakla; sanıkların yasal unsurları itibariyle oluşmayan atılı suçtan beraatleri yerine oluşa ve dosya kapsamına uygun olmayan yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde mahkumiyetlerine hükmedilmesi,

 

 

2-) Kabule göre de;

 

 

a-) Sanıkların aldıkları hayvanların bedelinin 4.500 TL'sini peşin ödediklerinin anlaşılması karşısında, katılandan kısmı ödeme nedeniyle sanıklar hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına rızası olup olmadığı sorulduktan sonra, sanıklar hakkında TCK’nin 168/1-2-4 maddelerinde düzenlenen “etkin pişmanlık” hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,

 

 

b-) Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesine ilişkin uygulamada gözetilmemesi,

 

Yasaya aykırı, sanık ..., sanık ... ile müdafisi ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 29.12.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

 

 

 

Sanığın etkin pişmanlık hükmü kapsamına girebilecek açıklamalarına ilişkin araştırma yapılmaması halinde bozma

 

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/5020 E., 2021/14423 K.

"İçtihat Metni"

 

 

Mahkeme : İSTANBUL Bölge Adliye Mahkemesi 5.Ceza Dairesi

Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma

 

 

Hüküm : 

 

1-İstanbul 31.Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/60 esas 2019/335 karar sayılı mahkumiyet hükmü

2- İstinaf talebinin esastan reddi

 

Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edenin sıfatı, başvurusunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre incelendi.

 

 

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

 

 

5271 sayılı CMK'nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınıp, sanık müdafiinin dilekçesinde belirttiği temyiz sebeplerinin hükmün hukuki yönüne ilişkin olduğu değerlendirilerek, anılan sebeplere bağlı olarak yapılan incelemede,

 

 

1-Sanığın atılı suçlamayı kabul etmemesi karşısında, sanık ile kullanıcılar arasında alışverişi gören tutanak tanıklarının duruşmaya usulüne uygun olarak çağrılıp, yöntemince bilgi ve görgülerine başvurularak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

 

 

2-Sanığın savunmasında suç konusu uyuşturucu maddeleri adres vererek İbrahim Saka’dan aldığını belirttiği halde bu konuda bir araştırma yapılmadığı anlaşıldığından, belirtilen hususun araştırılması ve tüm deliller birlikte değerlendirilip sanık hakkında TCK’nın 192/3. maddesinde öngörülen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması,

 

 

Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, tutuklama koşullarında değişiklik olmaması ve tutuklama tarihine göre sanık müdafiinin sanık hakkındaki salıverilme isteğinin reddine,

 

 

28/02/2019 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7165 sayılı Kanunun 8. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 304/1. maddesi uyarınca dosyanın İstanbul 31. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesi'ne gönderilmesine, 28/12/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

 

 

 

Kişinin aleyhinde yeterli delil bulunmadığı aşamada, suça konu uyuşturucu maddeleri diğer sanıkla birlikte kaldıkları apartta bulundurduğunu kabul etmesi halinde etkin pişmanlık uygulaması

 

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2021/15871 E., 2021/14450 K.

"İçtihat Metni"

 

 

Mahkeme : ANTALYA Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesi

Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma

 

 

Hükümler : 

 

a) Mahkûmiyet; Denizli 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 04/03/2021 tarihli 2020/446 esas ve 2021/115 sayılı kararı

b) Düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi

 

Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmekle, temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi.

 

 

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

 

 

A- Sanık ... hakkında verilen hükme yönelik temyiz isteğinin incelenmesinde:

 

 

Hükmün sanık müdafileri tarafından temyiz edilmesinden sonra, vekaletnamesinde kanun yollarından feragat yetkisi bulunan sanık müdafileri Av. ... ve Av. ...'nın 13/12/2021 tarihli dilekçede, dosyada vekaletnamesi bulunan diğer müdafii Av. ...'nın ise 14/12/2021 tarihli dilekçede temyiz isteklerinden vazgeçmeleri nedeniyle, hükmün İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,

 

 

B- Sanık ... hakkında verilen hükmün incelenmesinde:

 

5271 sayılı CMK'nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınarak sanık müdafiinin dilekçesindeki temyiz sebeplerinin hükmün hukuki yönlerine ilişkin olduğu belirlenerek anılan sebeplere göre yapılan incelemede:

 

 

Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenin dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer itirazların reddine, ancak;

 

 

Sanığın uyuşturucu madde ticareti yaptığına dair bir bilgi bulunmadığı, diğer sanık ... hakkındaki istihbari bilgi nedeni ile her iki sanığın birlikte kaldıkları apartta yapılan arama sonucu suça konu uyuşturucu maddelerin ele geçirildiği, sanık ...'un aleyhinde yeterli delil bulunmadığı aşamada, suça konu uyuşturucu maddeleri diğer sanıkla birlikte kaldıkları apartta bulundurduğunu kabul etmek suretiyle ikrarı ile kendi suçunun ortaya çıkmasına yardım ettiği anlaşıldığından; sanık hakkında TCK'nın 192/3. maddesindeki etkin pişmanlık hükmünün uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,

 

 

Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazı bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA,

 

 

28/02/2019 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7165 sayılı Kanun'un 8. maddesi ile değişik CMK'nın 304/1. maddesi gereğince dosyanın Denizli 5. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesine gönderilmesine, 28.12.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

 

 

 

Aleyhinde yeterli delil bulunmadığı aşamada kişinin, ele geçirilen suç konusu uyuşturucu madde ile ilgisini açıklamak suretiyle, kendi suçunun ortaya çıkmasına hizmet ve yardımda bulunması halinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması

 

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/14500 E., 2021/14422 K

"İçtihat Metni"

 

 

Mahkeme : ANTALYA Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesi

 

Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma

 

 

Hükümler : 

 

1-) Mahkûmiyet; Isparta 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 09.04.2019 tarihli, 2019/3 esas ve 2019/173 sayılı kararı

2-) İstinaf başvurusunun esastan reddi; Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin

18.11.2019 tarihli, 2019/832 esas ve 2019/385 sayılı kararı

 

Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm sanık ve müdafii tarafından temyiz edilmekle, temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi.

 

 

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

5271 sayılı CMK'nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınarak, sanık ve müdafiinin temyiz dilekçesinde belirttiği, kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna dair temyiz sebeplerinin hükmün hukuki yönüne ilişkin olduğu değerlendirilerek, anılan sebeplere bağlı olarak yapılan incelemede,

 

 

Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile aşağıda belirtilenin dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;

 

 

1-) Olay tutanağı içeriği ile dosyadaki diğer bilgi ve belgelere göre; aleyhinde yeterli delil bulunmadığı aşamada kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan hakkında ayrıca soruşturma yapılan Nuri İçözün’de ele geçirilen suç konusu uyuşturucu madde ile ilgisini açıklayarak beyanlarıyla kendi suçunun ortaya çıkmasına hizmet ve yardım da bulunan sanık hakkında TCK'nın 192/3. maddesinde öngörülen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,

 

 

2-) 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak 15/04/2020 tarihinde yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,

 

 

Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün BOZULMASINA, tutuklama şartlarında değişiklik bulunmaması ve tutuklama tarihine göre sanık hakkındaki tahliye isteğinin reddine,

 

 

28/02/2019 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7165 sayılı Kanun'un 8. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 304/1. maddesi uyarınca dosyanın Isparta 1. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesine gönderilmesine, 28/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

 

 

 

Etkin pişmanlık uygulamasının belirlenebilmesi açısından şüpheli veya sanığın davranışlarının, kolluk ve yargı makamları tarafından tespit edilen hususlar öncesinde mi, yoksa sonrasında mı pişmanlık gösterdiği tespitinin önemi

 

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2021/17489 E., 2021/14453 K.

"İçtihat Metni"

 

Mahkeme : ANKARA Bölge Adliye Mahkemesi 24. Ceza Dairesi

Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma

 

 

Hükümler : 

 

a) Mahkûmiyet; Ankara 37. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 01/03/2021 tarihli, 2020/16 esas ve 2021/77 sayılı kararı

b) Düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi

 

Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi.

 

 

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

 

 

5271 sayılı CMK'nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınarak sanık müdafiinin dilekçesindeki temyiz sebeplerinin hükmün hukuki yönlerine ilişkin olduğu belirlenerek anılan sebeplere göre yapılan incelemede:

 

 

Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer itirazların reddine, ancak;

 

 

1-Mavi brandalı güvercin kümesi içinde ele geçen esrarın kime ait olduğunun tespit edilemediği gerekçesiyle hükme esas alınmadığı, sadece ... plakalı araçta ele geçen esrarın sanığa ait olduğu kabul edilerek hüküm kurulduğu gözetilerek yapılan incelemede:

 

 

Olay tutanağında, sanığa ait araçta ele geçen esrarın narkotik köpek ile yapılan arama sonucu bulunduğunun belirtildiği, sanığın ise tüm aşamalarda aracında esrar olduğunu kendisinin söyleyip teslim ettiğini savunduğu, tanıklar ... ve...'in kovuşturma aşamasında sanığın beyanını doğruladıkları anlaşılmakla, tutanak mümzilerinin tanık sıfatıyla dinlenerek "sanığa ait ... plakalı araçta arama yapmak için Cumhuriyet savcısından arama kararı alınmadan önce sanığın aracında esrar olduğunu söyleyip söylemediği" hususunda beyanları alındıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek, sanık hakkında TCK'nın 192/3. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı tartışılmak suretiyle sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması,

 

 

2-24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararına yanlış anlam verilerek 5237 sayılı TCK'nın 53/1-b maddesinin uygulanmaması,

 

 

Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazı bu nedenlerle yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA,

 

 

28/02/2019 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7165 sayılı Kanunun 8. maddesi ile değişik CMK'nın 304/1. maddesi gereğince dosyanın Ankara 37. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Ceza Dairesi'ne gönderilmesine, 28.12.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

 

 

 

Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçunda etkin pişmanlık müessesesinin uygulanabilmesi için mağduru serbest bırakmanın sanığın şahsi iradesine mi, yoksa kolluk çalışmasına mı bağlı olarak gerçekleştiğinin tespiti

 

 

Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2019/5310 E., 2021/23423 K.

"İçtihat Metni"

 

 

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

 

 

SUÇ : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve 6136 sayılı Yasaya aykırılık

HÜKÜM : Mahkumiyet

 

Gereği görüşülüp düşünüldü:

ETKİN PİŞMANLIK NEDİR-ETKİN PİŞMANLIĞIN UYGULANMASI

Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan ve 6136 sayılı Kanun'a muhalefet suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine ilişkin temyiz talebinin incelenmesinde;

 

 

Tüm dosya kapsamından, mağdurun, sanık tarafından alıkonulmasının hemen ardından tanık olarak dinlenen ...'in polise haber vermesi üzerine soruşturmanın başladığı ve mağdurun sanık tarafından kendiliğinden değil polisin çalışmaları üzerine serbest bırakıldığı anlaşılması karşısında; sanık hakkında uygulama yeri olmayan TCK’nın 110. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması ile mağdurun sanığa yönelik haksız bir eylemi olmaması karşısında şartları oluşmadığı halde TCK’nın 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanması suretiyle eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma nedenleri yapılmamıştır.

 

 

Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre, sanık müdafinin kararın usul ve esas yönünden hukuka aykırı olduğuna yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 23.12.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN